New Scientist dergisinin son sayısına konuşan Wilson, yeni kitabında insan türü olarak nereye gittiğimiz ve dünyayı nasıl adım adım yok ediyor olduğumuz konusuna eğilmeyi düşündüğünü söyledi ve "kabile yapımız" nedeniyle, bilimin gezegene verdiğimiz zararlara dair bizlere verdiği işaretleri göz ardı ettiğimiz konusunda uyardı.
"Tüm ideolojilerin ve dinlerin büyük sorular için kendi cevapları var, ama bu cevaplar genelde bir çeşit kabilenin inancıyla sınırlı. Özellikle dinler, bir diğer kabilenin -bir diğer inancın- kabul edemeyeceği doğaüstü unsurlara sahip... Ve her bir inanç, istediği kadar cömert, şefkatli, sevecen ve yardımsever olsun, yine de diğer inançları küçümsüyor. Bizi aşağı çeken şey dini inançlar."
Wilson sözlerine şöyle devam etti: "Dünyanın her yerinden insanların, bir Tanrı tarafından izlenip izlenmediklerini merak etmeye dair güçlü bir yatkınlığı var. Hemen hemen her insan, başka bir hayatı daha olacak mı üzerine kafa yoruyor. Bunlar insanlığın birleştiği ortak şeyler."

Ancak Wilson, "insan bilincinin sınırlarını aşan arayışın kabile dinlerince gasp edildiğini" belirtti:
"İnsanlığın yararı için yapabileceğimiz en iyi şey, dini inançları tamamen yok etme noktasına kadar azaltmaktır. Ama elbette, türümüzün doğasındaki arzuyu ve bu büyük soruları sormaya devam etmeyi yok etmek değil."
Wilson insanlığın geleceğine dair, dünyanın artık dengede olmayacağı bardağı taşıran son noktaya gelineceğini belirtti: "Ve bu olduğunda, her şey çökecek - ve bizde onunla beraber yıkılacağız."

Alabama'da Baptist olarak yetiştirilen Wilson, Hıristiyanlıktan uzaklaştığını ama kendini ateist olarak da adlandırmayacağını belirtti ve "Ben bir bilim insanıyım." şeklinde konuştu.

Suudi Arabistan, 20'li yaşlarındaki bir genci ateist olduğu gerekçesiyle idam edecek.

Ahmed eş-Şemri isimli 20'li yaşlarındaki bir Suudi genç, ateist olduğu gerekçesiyle idam edilecek.

Independent'ın haberine göre, Hafar el-Batin kasabasından gencin, ilk kez 2014 yılında İslam'ı ve İslam peygamberi Muhammed'i reddettiği videolarla yetkililerin dikkatini çektiği kaydediliyor.

Suudi gencin, 2015 Şubat'ında ateizm sebebiyle tutuklandığı ve bu zamandan beri hapiste tutulduğu aktarılıyor.

Ateist gencin savunmasının, "akıl sağlığının yerinde olmadığı" söylenerek yapıldığı, ancak bunun kabul görmediği belirtiliyor.

20. yüzyılın en önemli filozoflarından biri olan Bertrand Ruseell, analitik felsefenin kurucularından biri olmanın yanı sıra mantık, matematik, bilim felsefesi ve etik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Öte yandan kuşkuculuğun önde gelen isimlerinden olan Russell, her zaman özgürlükçü bir bakış açısıyla felsefesini işlemiş ve din ve ırkçılık başta olmak üzere fanatik tüm görüşlerin insanlık için çok tehlikeli olduğunu ifade etmiştir.

Sadece felsefi açıdan değil, politik açıdan da etkin olan Russell, özellikle savaş karşıtı ve nükleer silahsızlanma yanlısı tutumu, gösterileri ve yazılarıyla hem bir parça aktivist olmuştur hem de döneminin siyasetinde önemli bir yere sahip olmuştur.

İfade ettiği fikirler toplumun muhafazakar tabanında olumsuz karşılanmasına rağmen, insan haklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazıları dolayısıyla 1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.

1959 yılında yayın hayatına başlayan Face to Face adlı röportaj serisi şeklinde olan dizinin 1. sezon 2. bölümünün konuğu olan Bertrand Russell, yaklaşık 30 dakikalık videoda kendi ağzından kendi hayatını anlatıyor. Özellikle "gelecek nesillere not" şeklinde ifade ettiği görüşleri ayrıca yazıya aktarmakta fayda var gibi görünüyor.
John Freeman: Son bir soru. Lord Russell, bu filmin Ölü Deniz Yazmaları gibi 1000 yıllık süreçte torunlarımız tarafından izleneceğini varsayın. O nesillere yaşadığınız hayat ve öğrendiğiniz şeyler hakkında ne söylemeyi uygun görürsünüz?

Bertrand Russell: İki şey söylemek isterim. Biri entelektüel, diğeri ahlaki. Entelektüel açıdan şunu söylemek istiyorum:

Herhangi bir konuyu öğrenirken veya herhangi bir felsefeyi incelerken kendinize sadece şunu sorun: Gerçekler nedir ve gerçeklerin ortaya koyduğu doğru nedir? Asla başka yola sapmayın, başka bir şeye inanmak isteseniz veya başka bir inancın sosyal etkisinin daha iyi olacağını düşünseniz bile. Sadece ve sadece gerçeklerin ne olduğuyla ilgilenin.

Entelektüel olarak demek istediğim budur. Ahlaki olarak söylemek istediğim ise çok basit. Şudur:

Sevgi bilgecedir, nefret ise aptalcadır. Gittikçe birbirine daha fazla bağlanan bu dünyada birbirimizi hoş görmeyi öğrenmek zorundayız. Bazı insanların dile getirdiği hoşlanmadığımız gerçeklere katlanmayı öğrenmek zorundayız. Yalnızca bu şekilde birlikte yaşayabiliriz. Burada birlikte ölmek için değil de birlikte yaşamak için varsak bu gezegendeki insan yaşamının devamında hayati öneme sahip olan iyilik ve hoşgörüyü öğrenmek zorundayız.
Konya’da yatılı bir Kuran kursunda yaşı küçük öğrencilerin istismara uğradığı ihbarını alan Diyanet İşleri müfettişleri korkunç gerçeği ortaya çıkardı. Savcılık soruşturma başlattı. Suç tarihinde yaşları 16-17 olan 5 belletmen, 15 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanıyor.

Konya’da yatılı Kuran kursunda çocukların yaşadığı cinsel istismar, 2016’da isimsiz bir ihbar mektubuyla ortaya çıktı. Diyanet İşleri Başkanlığı’na gelen ihbar mektubunda Konya’nın bir ilçesindeki yatılı Kuran kursunda yaşları 11 ile 12 arasında değişen birden fazla çocuğa yine aynı yurtta yatılı olarak kalan ve o dönem yaşları 16 ile 17 olan 5 belletmenin cinsel istismarda bulunduğu ileri sürüldü.

DİYANET MÜFETTİŞ GÖNDERDİ

İsimsiz ihbar mektubuyla harekete geçen Diyanet İşleri Başkanlığı olayı incelemesi için müfettiş görevlendirdi. Kursta öğrencilerle tek tek ve yüz yüze görüşen müfettişler, yazılı olarak anlatımlarını da aldı. Müfettişler inceleme sonunda elde ettikleri tüm delilleri dosya halinde getirerek Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. İddialar ve müfettişlerin tespitleri üzerine “2016/23617” sayılı soruşturma dosyası üzerinden iddianame hazırlayan savcılık, istismar uyguladığı iddia edilen kişiler hakkında da dava açtı.

‘KÖTÜLÜK YAPTILAR’

İfadelerinin büyük bir kısmına yer veremediğimiz mağdur çocuklardan H.S.K. çocuk izleme merkezinde alınan ifadesinde yaşadığı o kötü günleri şu ifadelerle anlattı:

“2014 yılı yaz aylarında hafızlık eğitimi için Kuran kursuna başladım. Kursta yatılı olarak bulunduğum süre içinde belletmen olan ağabeylerimiz bana kötülük yaptılar. Kimseye bir şey anlatmadım. Şikâyetçi de olmadım.”

KORKTU, ANLATMADI

Tacize uğrayan çocuklardan Y.G. de iddiaları doğruladı ve “10 yaşımdan 12 yaşıma kadar bu yurtta yatılı olarak eğitim aldım. 2015’te yurttan ayrıldım. Ben yaşadığım bu olaylar nedeniyle şikâyetçi olmadım.” dedi. İddianamede Y.G.’nin adli görüşmeciyle işbirliği içinde olduğu belirtilerek, “Y.G. ön görüşmede kendisinin hiçbir cinsel tacize maruz kalmadığını söylemesine rağmen, adli görüşmede maruz kaldığı cinsel istismar olayını anlatmıştır. Öte yandan Y.G.’nin görüşme sürecinde çekingen ve ürkek olduğu yaşamış olduğu cinsel istismarı ailesinden korktuğu için anlatmaktan çekindiği gözlenmiştir.” denildi.

‘2 ABİ SAPIKLIK YAPTI’

Öğrencilerden Ş.K. “Yaklaşık 1 yıl bu kursta yatılı olarak kaldım ve hafızlık çalıştım. Yurtta bize belletmenlik yapan E.A ve S.A. bana sapıklık yaptı. Bir süre sonra S.A.’nın trafik kazasında öldüğünü duydum. Kimseden şikâyetçi olmadım.” dedi.

TUTUKSUZ YARGILANIYORLAR

Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede “Şüphelilerin üzerilerine atılı suçları işledikleri hususunda kamu davası açılmasını gerektirecek yeterli delilin bulunduğu” belirtildi. Cinsel istismarla suçlanan ve 3 yıldan 15 yıla kadar hapisleri istenen 4 sanık, yargılandıkları 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 23 Haziran’da 3’üncü kez hâkim karşısına çıkacak. Şüpheli 1 belletmenin trafik kazasında öldüğü öğrenildi.

Pakistan'da İslam'a hakaret etmekle suçlanan bir üniversite öğrencisi, kampüsteki diğer öğrenciler tarafından linç edilerek öldürüldü.

Abdul Wali Khan Üniversitesi'nden adının gizli tutulmasını isteyen bir yetkili, öğrencinin seküler ve liberal görüşleri nedeniyle diğer öğrenciler tarafından sevilmediğini söyledi.

AFP haber ajansına konuşan üst düzey emniyet yetkilisi Niaz Saeed, gazetecilik öğrencisi Mashal Khan'a "ciddi şekilde işkence uygulandığını, sopalar, tuğlalar ve yumruklarla dövüldüğünü ve yakın mesafeden ateş açıldığını" söyledi.

Yetkili, lince yüzlerce kişinin katıldığını söylerken saldırının videosu da internette paylaşıldı.

Pakistan polisinin yaptığı açıklamaya göre vahşi cinayetin ardından çok sayıda öğrenci gözaltına alındı, üniversite de geçici olarak kapılarını kapattı.

Yerel basındaki haberlere göre iki öğrenci Facebook sayfalarında yaptıkları paylaşımlar nedeniyle İslam'a hakaret ile suçlanıyordu.

Saldırıda öğrencilerden biri yaşamını yitirirken diğeri de yaralandı.

Pakistan Başbakanı Muhammed Navaz Şerif geçen ay internet üzerinden İslam'a hakaret eden içeriklere karşı savaş açmıştı.

Şerif, bunun "affedilemez bir suç" olduğunu söylemişti.

Bir düşünce kuruluşunun raporuna göre Pakistan'da 1990'dan beri en az 65 kişi dine hakaret ettiği öne sürülerek öldürüldü.